YÜKSEK TANSİYON Hipertansiyon(HT) tüm dünyada ve ülkemizde
kardiyovasküler (KV) ve renal hastalıklar için önemli bir risk
faktörü olup çok sık karşılaşılan bir durumdur. Ülkemizde 16
milyon HT hastasının olduğu tahmin edilmektedir. Dolaysıyla hem insanlara yüklediği risk hem de ülke ekonomisine olan maliyeti nedeniyle erken tanınıp tedavi edilmesi gereken bir patoloji olduğu hepimiz tarafından bilinen bir gerçektir.
Yükselmiş kan basıncı (KB) birçok çevresel ve genetik faktör ile bu faktörlerin etkileşiminden kaynaklanmaktadır.
Çevresel faktörler içinde (diyet, fiziksel inaktivite, toksinler,
psikososyal faktörler) diyet en önemli yeri tutmaktadır. Diyet denilince akla ilk gelen sodyum alımının azaltılması ve kilo kaybı gelir. Hipertansif olmayan bireylerde, KBnı
azaltıcı diyet değişikliklerinin HTnu önleyici ve KB ilişkili kalp damar ile alakalı olayları azaltıcı potansiyel etkileri vardır. Öyle ki, küçük bir
KB düşüşünün belirgin faydası olmaktadır. Örneğin, sistolik
KBda 3 mmHg azalma, inmeye bağlı mortaliteyi %8, koroner
arter hastalığına bağlı mortaliteyi %5 azaltmaktadır. Komplike
olmamış evre I HTda antihipertansif tedaviden önce diyet
değişiklikleri ilk tercih edilecek tedavidir. Ayrıca ilaç tedavisi alan hipertansif bireylerde, diyet değişiklikleri özellikle de sodyum alımının azaltılması kan basıncını düşürmekte, ilaç
sayı ve dozunu da azaltmaktadır.
İlaç ve diyet iki önemli unsur elbette. Ancak ek olarak düzenli hacamat ve sülük tedavisi ile hipertansiyondan kurtulabilir ömür boyu ilaç kullanmak zorunda kalmayabilirsiniz.
Geç kalmadan bir kupaterapistin kapısını çalın 👍
Randevu ve bilgi için:
İnt. Dr. Emrah Güler
05301168697